Siz Yunus`un Nasıl Yandığını Nereden Bİleceksiniz ?
“Herhalde…” der Çehov, Kara Keşiş öyküsünde “…en tehlikeli insan tipi az anlayan, çok inanandır.”
Öte yandan, az anlaşıldığı için çok sevilen bir büyük insandır Yunus Emre.
Demiştir ki Yunus:
“Kaçagörün cahillerden
Tanrı bîzâr bahîllerden”
…
“Yunus olma câhillerden,
Irak kalma ehillerden
Câhil ne var mü'min ise
Câhillikten kalır değil”
Cahillerden kaçın, Tanrı cimrilerden, paylaşmayanlardan bıkmıştır.
Bilginin ve bilgili insanların bugün bile -aradan geçen dokuz yüz yıla
rağmen- hâlâ bu kadar kıymetsiz olduğu bir topluma verilen mesaja bakın.
Bilgiyi arayın, ehline danışın, bilenlere yakın olun, cahil kalmayın,
cahillerden kaçın.
Cahil insan mümin olsa bile, önce yine cahildir. Cahil insan mümin olsa, sadece cahil mümin olabilir.
Paylaşın! Bilginiz varsa bilginizi; sevginiz varsa sevginizi; emeğiniz
varsa emeğinizi; paranız varsa paranızı; malınız varsa malınızı… Tek
başına insan olunmaz, insanlığın sorunlarına, yoksulluğuna, açlığına
duyarsız kalmayın.
“Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
…
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil”
Dinin özü güzel ahlaktır, içi doldurulamayan, anlamı anlaşılamayan
birtakım ibadetler güzel ahlakın yanında çok az şey ifade eder. Eli yüzü
yıkayıp, birtakım hareketler değildir namaz. Hayatının tamamıyla bir
bütünlük oluşturur. Herkes abdest alıp namaz kılabilir ama aslolan güzel
ahlaktır. Yüksek bir ahlaki seviyeye çıkabilmek bilgi, gerektirir,
gayret gerektirir, emek gerektirir, kişilik gerektirir. Asıl amaç budur.
Hiçbir iyilik, küçük değildir.
“İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir”
Cahilliği yerden yere vuran Yunus’un ilim hiçbir şey ifade etmez demesi
mümkün olamayacağına göre işe yaramayan, sorunları çözmeyen, insanları
büyüklenmeye sevk eden işlevsel olmayan bilgiyi eleştirdiği aşikârdır.
Yunus, günümüzde de olduğu gibi tarih bilmeden, felsefe bilmeden,
edebiyat bilmeden, psikoloji bilmeden, sosyoloji bilmeden hulasa hayatı,
insanı anlamadan din adına, Tanrı adına ahkâm kesenleri, dilediğini
cennete, dilediğini cehenneme gönderen sözde ulemayı ve takipçilerini
eleştirdiği apaçıktır. Hayatta hiçbir şeyi doğru dürüst anlamayan
birinin Tanrı’yı anlaması ne kadar mümkündür?
Anlamını merak etmeden, anlamına yoğunlaşılmadan okunanlar, yapılanlar; insanı daha iyi insan yapmayan her şey değersizdir.
Âşık Yunus’un sağlam bir medrese eğitimi gördüğü, sanıldığı gibi bir
halk ozanından öte bir divan şairi olduğu bilindiğine göre kendisinin,
çağdaşı olan ulema sınıfıyla bu denli ayrı düşmesi anlamlıdır.
Demek
ki o günlerde de bugün olduğu gibi asıl derdi tam olarak anlaşılamamış
yalnız ve çok büyük bir insandır Yunus. Döneminde anlaşılmış, değer
görmüş biri şu sözleri niye söyler:
“Âşık Yunus söyler sözü
Yaş doludur iki gözü
Bilmeyen ne bilsin bizi
Bilenlere selam olsun”
Aleyküm selam!
(Adem Dirican)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder