Benim için çok çok keyifli birkaç günden sonra yeniden evimdeyim...
Şöyle bir bakıyorum da iyiydik be !
İnsan tahmin edemeyeceği şekilde özlüyormuş bazen.
Vuslatlar hep hayal kırıklıklarına dönüşmüyormuş...
Ben bugün bunu keşfettim.
Sevgi ne yüce şey.
Onca zamana başka başka hayatlara rağmen direniyor.
Havaya savrulan kahkahalarda ,kahkahanın hüzne döndüğü anlarda bir oluyoruz.
Saçma sapan şeylere gülüyoruz , olmadık şeylere ağlıyoruz.
Kuzey bebeğin ilk adımlarına mesela.
İlk kez gördüğü gölgesinden korkup anne kucağına sığınan miniğimizin ilk keşifleri keyiflendiriyor bizi...(:
Bundan bir yıl kadar önce tanıştık Kuzey bebekle.
İlk günlerine şahit olamadık malesef !!!
Huysuz diyorlar ama yalan...
Ben böyle şeker bir bebek daha görmedim!
Bu fikrimde ısrarcıyım.(:
İnsan seçiyor !!!
Koklaşarak temasa geçiyoruz :P
İnsanları koklayarak tanıyor enteresan bir durum aslında ama ben alıştım. :P
Bir de öyle bebek yemeği yemeyiz biz mama da neymiş süt diyince kaçıyormuş :P
Sütün adı 'adı lazım değil'artık!
Biz de onu böyle kekliyoruz :P
Ömrü güzel olsun yavrumun...(:
Aslında onu göremedim duyumlarını aldım.
Burnumun direği sızladı.
...
Zaman zaman değiyor sanki birbirine hayatlarımız.
Sonra yabancı oluyoruz.
Sonra yeniden biz...
Ne garip.
...
Ailem, hayatımın hiçbir döneminde doğru anlamadılar beni...
Ya anlamak istedikleri biçimde ya da sahiden anlatmak istediğimin anladıkları olduğuna inandılar.
Ne büyük yanılgı.
Ben de ısrarcı olmaktan vazgeçtim çok sonraları...
...
O hep bana uzaktı.
Ama hep severdim onu.
Yazları gittiğimiz bir haftalık tatillerde çözmeye çalışırdım onu ama hep eksik kalırdı.
Hayalimde yarattığımla karşılaştığım uzaklaşırdı yavaşça...
Ben de uzunca bir süre küskün kaldım ona...
Artık bir haftalık tatiller hiç çekici gelmiyordu bana.
Denizin kokusu bile çekmiyordu beni ona.
Ki hiç unutmam uçsuz bucaksız mavi...
Çocukken insana herşey ne kadar da büyük geliyor !!!
Çocukken abimle ayda bir kez geldiğimiz parkın önünden geçiyorum ki can atardık dedemlerin maaş günü gelse de çarşıya çıksak bir bahaneyle parka gitsek...
Nasıl büyük gelirdi o park salıncaklar ,kaydıraklar, atlı karınca...
Bir başka dünya...
Çocuksan hiçbir şeyi unutmazsın.
Hep kalır içinde burukluğu , kırıklığı yirmili yaşlarında bile...
Bir de karşı komşunun vişne ağacı vardı !!!
Rahmetli Saniye Teyzem...
Ne çok severdim seni.
Saniye Teyze şehirdeki kızında kalmaya gidince gizlice girerdik bahçeye.
Abimin mavi bisikleti vardı o zamanlar...
Bir poşet dolusu vişne toplamıştık kaçmaya hazırdık...
Bisiklete bindi ,naylon poşeti direksiyona astı. beni de önüne atmasını bekliyorum haliyle ama yapmadı.
İkimizi taşımaz !!! dedi.
İncindim.
OLmam gerekenden daha kiloluydum hep hissettirirlerdi bunu çocuksan daha da acıtırdı.
Sıska kuzenimiz de yanımızda , sen gel dedi ona.
Ben daha acıdım.
Minik dudaklarımdan çıkan ilk bedduaydı belkiii 'inşallah gidemezsiniz ' !demiştim.
Onlar hiç duymadı ama bunlar dökülmüştü dudaklarımdan...
Arkalarından bakıyordum o patika yoldu...
Birden ön tekere vişne torbamız takıldı,bisiklet devrildi.
Daha o zaman anlamıştım insanlar dillerinden çıkanlara dikkat etmeli.
Oysa ne kadar savruk konuşabiliyorlar...
...
Küskünlüğüm hep sürdü ona o hiç farketmedi.
Ben hiç hissettirmedim.
Dershaneye başladığım seneydi...
Hep özensizdim kendime saçlarımı hep aynı şekilde toplardım makyaj yapmazdım uyumsuz giyinirdim hala da öyle... (:
Dilimde ille bir şarkı sabahları, sabah haberlerini değil neşeli şarkıları dolardım dilime.(:
O gelmiş!!!
Ankara `ya yerleşmeye karar vermişler eniştenin emekliliğinden sonra...
Kimseye haber vermemişler birdenbire toplamışlar eşyayı yola düşmüşler.
Alt katın penceresini açtı, güzel kızım dedi nereye böyle bu saatte...
Şaşkınlıkla bakakalmıştım gözlerine...
Sevindim mi bilmiyorum parçalarım birleşiyordu sanki hala toplamaya devam ediyormuşum meğersem...
...
O günden sonra başladı dostluğumuz...
Artık ona çocuksu gözlerimle bakmamayı öğrendim.
O orta yaşlı bir kadın ben onun yirmili yaşlarındaki arkadaşı...
Hüznümüzün rengi aynı.
Bu kadar yakın.
Bu kadar derin.
Onu keşfettikçe kendimi tanımaya başladım.
Ona baktıkça aynadaki suretimi gördüm.
Beni anladı , bende onu anladım.
Çok konuşmadık.
Çok sustuk.
Demli çay satlerimiz ,kahve keyiflerimiz...
Yaşadığımız saatlerden keyif almasını bildik , hep bildik!
...
Durulmaya ihtiyacamız vardı.
Aslında iki genç kadındık.
Bedenlerimiz yorgun.
...
eski bir balkondan yarı belime kadar sarkmış bakıyorum sepya renkli bir fotoğrafın içinde..aşağıda izliyorum sanki anlattıklarını..
YanıtlaSilsonra ılıktan bir rüzgar çıkarıyor kelimelerin..
bu his işte evet..tüylerim diken diken oluyor..
gözlerime hissi doluluk dolanıyor..
bir tebessümü alıp yüzüme konduruyor cümleler..minik, anlamış ve yorgun..
diyorsun ki kelimler havada uçuşuyor..
diyorum ki bırak uçuşsunlar;)
ben en çok o hallerini seviyorum, hele de gördüklerim tanıdık bir duruşa sahipse daha da benden..
hem diyorum oturup ne yapacak kelimeler..
onlar havada güzel..bırak gökyüzüne koyalım..mavisi bulaşsın..
sonra güneş düşsün eteklerine..
sepya renkli bir fotoğraftan bakalım..
sıcacık, samimi, sevecen,biraz kırık buruk,parçadan bütüne ama anlamış ve yorgun..
yüreğine sağlık, sağlamlık güzel dostum!
yaz, sen hep yaz..olur mu..(.
Teşekkür ederim yeniden :)
YanıtlaSilNe demiştin 'Ben varsam sen de varsınlarımdansın :)'
Aynen.
Sen olmasaydın belki yazamazdım.
Geç kalırdım.
Aşka nankörlük ederdim , ama sen varsın !!!