13 Ocak 2011 Perşembe

Kendine Gel Üst İnsan !

               Ne istiyorsun dedi ?
                Sahiden ne istediğimi bilmek istiyordu...Ondan bu denli ısrarlı bakıyordu gözlerime.
                Cesaretim yoktu inatla bakışlarını benden kaçırmayan o gözlere bakmaya.
                Sustum.
                Hayatımda hiç bu kadar konuşmak istememiştim.
                Ama sustum.
                Kapadım gözkapaklarımı artık engel olamadığım gözyaşlarıma aldırmadan devam etti:
                Benim seni sevmek için o kadar çok sebebim var ki dedi.
                Tebessüm ettim bir an.
                Bilmiyor muydum bunu?
                Duymak istedim sanki...
                Ardından devam etti.Peki senin bundan on sene sonra kendini sevmek için nedenlerin olacak mı dedi ?
                Sanki canımı yakmak istiyordu.
                Düşündüm.
                Üzerime yapışmış pijamalara takıldı önce gözlerim.Sonra saçlarıma baktım.Karışmıştı.
                Yazdan kalma açık kahve boya kapatmıyordu artık beyazları...
                Çok uzun bakamıyordum artık aynaya...
                Zevkle aldığım o pantolonun içine giremiyordum.Dolabın en ücra köşesine sıkıştırıyorum.
                Zevkle izlediğim o sabah programlarında bana uygun bir diyet bulurdum belki üç aya kalmaz verirdim bedenime yük onca kiloyu.
                Annemi anlıyordum artık.Cebimizde kalan en son parayla ne gerek vardı okuma kitabı almaya!
                Gereksiz eşyalardı onlar.
                Başı sonu belli olmayan filmler vardır hani televizyonu ne zaman açsanız bir şey kaybetmediğinizi bilirsiniz.
                Buna benziyordu sanki hikayem.
                Olmak istediğim yerde değilim bunu biliyorum.
                Yine susuyorum.
                Devam ediyor sözlerine , sanki zihnimden geçenleri biliyor bir solukta dillendiriyor sustuklarımı...
                Bir amacın olsun.
                Ne istiyorsan onu yap hayatında.
                Sessiz seyircisi olma hayatının !
                İçime işliyor sözylediği her cümle.
                Nasıl kesin...
                Bir yandan canım acıyor bir yandan heyecanlanıyorum.
                Yapabilirim diyorum bir yolum olur.
                Sadece benim yürüdüğüm , uğrunda birçok şeyi göze alabildiğim.
                Benim yolum.
                İdeallerim geliyor sonra aklıma...
                Zamanın birinde gerçekleştireceğimi düşündüğüm benimle var olan ideallerim.
                Uzun zamandır erteleğimin farkına vardım.
                Ne zaman olsa var edermişim gibi.
                Hayatı kaçırdığımın farkında değilim , hiç değilim.
                Ne istiyorsun dedi , ne hedefliyorsun bunun için ne yapıyorsun ?
                Bir soru bir insanı bu denli düşündürür mü ?
                Suçlu hissediyorum kendimi.
                Ruhuma bahşedilen ömre istediğim biçimde sahip çıkamadığım için.
                Yapamadığım için diyorum çünkü istedim.
                Fakat daha fazlası içinde bir şey yapmadım.
                Sanki bir şey bekliyorum hala.
                Bir sebebim olsun istiyorum.
                Bu yaptığıma değsin.
                Bulamıyorum!
                Bulamadıkça daha dibe iniyorum.
                Keşif arkadaşım yine yalnız bırakmıyor beni.
                Mevcut durumun adını koyuyoruz birlikte 'alışmak'!
                ''Alışmak gelişmenin önündeki en önemli engel.''
                Ben şimdi farkediyorum.Olağan geliyor içinde bulunduğum durum bana.
                Bundan birkaç yıl önce daha mı farklıydım ?
                İçiçeydim insanlarla , sürekli iletişim halindeydim.
                Keşfedeceğim o kadar çok şey vardı ki !
                Yeni insanlar , yeni hayatlar, yeni kitaplar,yeni filmler...Belki bunlar vesile olacaktı yeni adımlara.
                Şimdi öyle sığ bir hayatı yaşıyorum ki.
                Hayal ettiklerim ile yaşadığım arasında öyle farklar var ki.
                Buna sebep benim !
                Yanlış tercihlerim beni buraya getirdi.
                Yanlış yollardan yanlış hayatlardan geçtim.
                Kendine gel kendine gel üst insan ! demek için kaleme aldım bu yazıyı.
                Artık zamanı gelmedi mi ?
                Ve keşifdaşım çok önceleri tanıştığı o satırları paylaşıyor benimle...
                Nasıl da denk düşmüş hayatımıza...

                          "nerede tükettin ömrünü?
                           bir hareketin hatırası, bir tutkunun işareti, bir maceranın pırıltısı, güzel ve firari bir cinnet-
                           geçmişinde bunların hiçbiri yok;
                           hiç bir sayıklama senin ismini taşımıyor..
                           seni hiçbir zaaf onurlandırmıyor..
                           iz bırakmadan kayıp gittin..
                           senin rüyan neydi peki???"

                      Nihayet bana bir türlü geçmek bilmeyen konuşmanın sonuna geliyoruz.Boynuna sarılıyorum yaşlı gözlerimle içimi çekiyorum.
             Ve artık ne istediğimi biliyorum !
               
               

2 yorum:

  1. çok güzel tasvir etmişsin içinden geçtiğin anlamın kesif alanlarını sevgili keşifdaşım..

    yazmak..
    umarım çokça da rahatlatmıştır seni.)
    yazı su gibi akıp bitti..anladıklarını anlayarak geçti..
    ve sonuna geldiğimde işte bu dedim!
    evet işte bu!!
    senin rüyan yaşanacak inanıyorum ve bu dünyada çok çok güzel bir iz kalacak!..
    o günü görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.))
    iyi ki.. diyorum yine iyi ki..;)

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim canım.
    Çok şükür!
    Hafiflemiş hissediyorum kendimi.
    Belki bu benim attığım ilk adım kendi yoluma ama biliyorum artık ortasında değilim o yolun.
    Adımlarım belki büyüyecek belki küçülecek zaman zaman...
    Ama ben bileceğim bu yol benim yolum !

    YanıtlaSil